Daha Fazla

Dersim ve Cezire Arasındaki Emirlikler


Cezire Emirliği

Cezire Emirliği, tarihi olarak önemli bir bölge olan Cezire’de kurulmuş ve özellikle Emevi dönemine dayandırılan emirlerle anılmaktadır. Bu emirliğin kökenleri, Şerefname’ye göre Süleyman b. Halid’e kadar uzanmaktadır. Ancak, Halid bin Velid’in soyundan gelen emirlerin varlığına dair İslam tarihinde güvenilir bir kayıt yoktur. 1 Cezire Emirliği’nin kuruluşu, Emevilerin iktidarda olduğu dönemde gerçekleşmiştir. Emirlik, Süleyman b. Halid’in vefatından sonra, oğlu Mir Abdülaziz ve onun kardeşleri tarafından yönetilmeye başlanmış ve üç aileye (Aziziye, Bedriye ve Avdaliye) bölünmüştür. 2 Selçukluların güç kaybetmesiyle birlikte Aziziye ailesi, Cezire bölgesinin kontrolünü ele almış ve emirliği sürdürmüştür. 3 Timurlenk dönemi, Cezire Emirliği için kritik bir dönüm noktası olmuştur. Mir İzzeddin b. Bedreddin, Timur’un işgalinden korkarak Mardin’e gidip ona bağlılık sunmuş, bu sayede memleketini korumuştur. Ancak, Timur'un ölümünden sonra, Mir İzzeddin bağımsızlığını ilan ederek tekrar savaşa girmiştir. 4 5 Emirlik, 19. yüzyılın ortalarına kadar devam etmiş, bu süreçte ailelerin güç kaybetmesi ve iç çekişmeler sonucunda 1847’de Bedirhan Bey el-Aziz’in devrimiyle sona ermiştir. Cezire Emirliği’nin tarihi kaynaklarında, Bedriye ailesinin Gorkil bölgesinde, Avdal ailesinin ise Finike bölgesinde varlıklarını sürdürdüğü, ancak bu ailelerin akıbetine dair yeterli bilgi bulunmadığı belirtilmektedir. 6 7


Hizan Emirliği

Şerefname, bu emirliğin hükümdarlarının kökeninin Hınıs'taki bir aileye dayandığını belirtir. Dil Bey, Bil Bey ve Biliç Bey adındaki üç kardeş Hizan, Müküs ve İsparit bölgelerinde yaşamışlardır. Görünüşe göre bu üç emirlik, Selçukluların son dönemlerinde kurulmuştur. Bu bölgedeki aşiretler arasında en güçlü olanı Nemiran aşiretiydi. Emirlikler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde uzun süre varlıklarını sürdürmüştür. Şerefname'nin yazıldığı tarih olan 1597 yılında, Mir Hasan Hizan’ın, Mir Ahmed Müküs’ün emiri olarak hüküm sürmekteydi. Aynı dönemde İsparit’in bir kısmı Emir Şeref’in oğullarının yönetimi altındaydı. 8


Şirvan Emirliği

Şerefname'ye göre, 1264 yılında Suriye’deki Eyyubiler’in yönetimi sona erip iktidarları ortadan kalktığında, bu Kürt kraliyet ailesinin emirlerinden biri Hasankeyf’e (Heskife) geldi ve zamanla burada Melikan (Melikler) Emirliği’ni kurdu. Şirvan Emirleri’nin ataları da Hasankeyf’teki bu Eyyubi Melikan Emirliği’nde vezirlik yapmışlardır. Rivayete göre, bu saygın vezirlerden üç kardeş olan İzzeddin, Bedreddin ve İmaduddin, belirli bir dönemde Kifr-Şirvan’a geldiler ve hem mevcut yönetimin izniyle hem de bölge halkının desteğiyle burada yerel bir emirliğin temelini attılar. Bu aileden gelen ilk emir, Mir Hasan bin İbrahim, tüm aile üyelerinin Kifr’e bağlı kalması koşuluyla, hayattayken emirliğin topraklarını oğulları arasında paylaştırdı. Bu emirlik, Osmanlı’nın ilk dönemlerine kadar varlığını sürdürdü ve kendisine bağlı olan Şebistan, İron, Avil ve Kifr gibi bölgesel parçalarla uzun yıllar devam etti. 8


Bitlis Emirliği

Şerefname'nin yazarı, Bitlis Emirliği'ni birbirinden devralan emirlerden biri olarak, bu emirliğin tarihine dair önemli gerçekleri ve değerli bilgileri toplayarak eserine kaydetmiştir. Bu ailenin kökeni Sasanilere dayandırılsa da, Dr. Frech bu görüşe katılmamış ve haklı görünmektedir. Çünkü Şerefname, bu konuyla ilgili tarihsel gerçeklerle bağdaşmayan birçok isim ve olay sıralamaktadır.

Dr. Frech’e göre, Bitlis’in ilk emiri, daha önce Suriye’de Eyyubi komutanlarından biri olan Melik Eşref'tir. Celaleddin Harzemşah bölgeye geldiğinde, Melik Eşref Harzemşah’a sahip çıkmış ve ona büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ancak Moğolların Celaleddin Harzemşah’ı takip edip sıkıştırmaları sonucu, Sultan Celaleddin en sonunda Melik Eşref’in topraklarından ayrılmak zorunda kalmıştır. Fakat bu görüş de eksik kalmaktadır. Celaleddin Harzemşah’ın ortaya çıkışı, Suriye hükümdarı Melik Adil’in oğlu Melik Eşref’in dönemine denk gelir. Ayrıca Celaleddin Harzemşah’a karşı Anadolu Selçuklularından Alaeddin Keykubat ile ittifak yapan kişi de yine bu hükümdardır. Hakkarili Emir İzzeddin Ömer komutasındaki bir ordu, Celaleddin’e karşı 1230 yılında Erzincan yakınlarında büyük bir zafer kazanmıştır. Bu bilgilerden hareketle, Eyyubi komutanlarından Hakkarili Emir İzzeddin Ömer'in Bitlis’in ilk hükümdarı olduğu anlaşılmaktadır.

Timur döneminde ise Bitlis’in emiri Hacı Şeref Bey idi. Timur’a bağlılığını bildirince, Timur kendisine Pasin ve Malazgirt gibi geniş topraklar vermiştir. Hacı Şeref Bey, bu toprakları ailesinden miras kalan diğer topraklara eklemiştir. Ancak bu durum uzun sürmemiş, Timur’un vekili Ayık Sofu ona musallat olmuştur. Ayık Sofu, Hacı Şeref Bey’i yakalayıp hapse atmış ve sonunda öldürmüştür. Bu trajik olaydan sonra, Hacı Şeref Bey’in oğlu Emir Şemseddin, Roiki aşiretinin liderleriyle birlikte İran’a sığınmıştır. Şerefname'ye göre, babasının ardından Emir Şemseddin emirliğin başına geçmiş ve bu dönemde Karakoyunlu hükümdarı Kara Yusuf Bitlis’e sığınmıştır. Emir Şemseddin, Kara Yusuf’a sadakat gösterip kızıyla evlenerek bağlarını güçlendirmiştir. Bu akrabalık ve yardımlar sayesinde Kara Yusuf, Karakoyunlu Devleti’ni yeniden kurmuştur.

Bitlis Emirliği, 1836 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından son emir Şeref Bey’in elinden alınana kadar varlığını sürdürmüştür. Önemli olaylardan biri de yazar Şeref Han’ın babasının İran’a sığınması ve daha sonra Bitlis’e dönerek Osmanlı hükümetince emirliğinin tanınmasıdır. Ancak 1655 yılında Osmanlı’nın Van valisi Melek Ahmed Paşa, çeşitli nedenlerle, çoğu komşu Kürtlerden oluşan büyük bir orduyla Bitlis emiri Abdal Han’a saldırmış ve emirliği ortadan kaldırana kadar şehri yağmalamıştır. 8


Sason Emirliği

Bu emirlikteki hüküm süren aile, Bitlis'in emiri Mir Diyaeddin'in kardeşi Mir İzzeddin'in soyundandır, yani amca çocuklarıdırlar ve İzzeddin adından dolayı İzzi ismiyle tanınırlar. Bitlisli Roziki (Rozki-Roiki?) aşiretine göre Sasonlu aşireti ikinci derecede yer alır ve dört ana kısımdan oluşur: Şöravi, Babusi, Sasani ve Tamuki aşiretleri. Ğerzan bölgesi Sason Emirliği'ne katıldıktan sonra, Haldi, Dörmeğani ve Ezizi aşiretleri de Sason emirlerinin yönetimi altına girmiştir. Şerefname'nin yazarına göre, bu emirliği kuran kişi, Akkoyunlu hükümeti döneminde temellerini atan Emir Ebubekir'dir. Daha sonra, İran ile Osmanlılar arasında gerçekleşen ünlü Çaldıran Savaşı'na kadar, Sason emirleri Safevi Sultan Şah İsmail'in yönetimindeydiler. Ancak savaş sırasında, Sasonlu Mahmud Bey Osmanlılara katıldı ve kendisine, Heskif hükümdarı Melik Halil ile kanlı çatışmalara girdiği Erzen Kalesi verildi. Diğer emirlikler gibi bu emirlik de Osmanlı döneminde uzun bir süre varlığını sürdürdü. 8


Süveydiye Emirliği

Şerefname'nin yazarına göre, bu emirliğin liderleri Bermekilerin torunlarıdır. Başka bir ifadeyle, Süveydi aşireti, Medine-i Münevvere'nin kuzeyinden iki fersah uzaklıkta yer alan Süveydi adlı beldeden Kürdistan'a gelmişlerdir. Farklı rivayetlere göre ise, bu emirlik Akkoyunlular'dan çok daha önce kurulmuştur. Çünkü, bu aileden Mir Fahreddin adında biri beşinci emir olup, Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan'a sığınmıştır. Sultan da ona Xançük ve Çapakçur kalelerini vermiştir, ancak emirliğin asıl merkezi Künc beldesi olmuştur. Ayrıca, Şeref Han döneminde Süleyman Bey de Süveydi emiriydi ve Osmanlı devleti ona büyük bir değer vermekteydi. Diğer emirlikler gibi, bu emirlik de Osmanlılar döneminde uzun süre varlığını sürdürmüştür. 8


Pazokiler Emirliği

İranlı olduğu iddia edilen Pazoki aşiretinin kökeni hakkında farklı rivayetler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, bu emirliğin liderleri Süveyd aşiretindendir. Pazoki aşireti iki ana kısma ayrılır: Halid Bekli ve Şekir Bekli. Birinci kısım, Hinis, Melazkurd ve Muş'un bir kısmını kapsayan bölgede yaşamış ve hüküm sürerken, ikinci kısım ise Bitlis emirinin yönetimi altındaydı. Bu eski emirliğin tarihiyle ilgili elimizde sadece birinci kısmın kurucusunun adı, Hüseyin Ali Bey olarak bilinmektedir. Halid b. Şehsuvar Bey b. Hüseyin Ali Bey, Şah İsmail ile birlikte yer almış ve savaşlarda kazandığı zaferlerle ünlenmiş dikkat çekici bir liderdi. Bir çatışma sırasında kolunu kaybedip 'tek kollu Halid' olarak tanınmıştı. Şah İsmail ona Hınıs, Melazkurd ve Oxkan bölgelerini verdi. Ancak Halid daha sonra Şah’a karşı isyan etmiş, bağımsızlığını ilan ederek Yavuz Sultan Selim’e sığınmıştır. Fakat, kısa bir süre sonra bu sadakatini de bozmuş, Sultan Selim tarafından tutuklanmış ve öldürülmüştür. Bu hanedan emirliği uzun süre varlık gösterse de, nihayetinde Kilıç Bey emirliği döneminde aşiret, bir kısmını Dünbili (Dımili) aşiretinin bölgesine göç etmiş ve orada birleşerek Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimi altına girmiştir. 8


Mirdasi Emirliği

Şerefname'ye göre, bu ailenin soyu Abbâsîlere dayanır ve emirliği kuran kişi, Hakkari'den Eğil Kalesi'ne gelip Pir Mansur adıyla tanınan bir şeyhtir. Eğil'de uzun süre kalarak ün kazandı ve vefat ettiğinde oğlu Pir Musa onun yerine geçti. Pir Musa'nın ölümünün ardından oğlu Bedir, yönetimi devraldı ve zamanla etkisini arttırarak gücünü pekiştirdi. Sonunda Eğil Kalesi'ni ele geçirdi. Bu emirliğin kuruluşunda, Mirdâsî aşireti kurucu emiri desteklediği için bu emirlik Mirdâsî Emirliği olarak adlandırıldı. Ancak, bir süre sonra Selçuklular Eğil Kalesi'ni fethetti ve Pir Bedir, Meyafarikin'e sığınmak zorunda kaldı. Fakat Sultan Alp Arslan bu şehre de saldırınca, meydana gelen çatışmada Pir Bedir hayatını kaybetti. Bu olaylardan bir süre sonra Pir Bedir'in oğlu Boldik, Palo ve Çermik kollarının ayrılmasıyla birlikte Eğil ailesinin temellerini yeniden attı. Safevîler'in Şah İsmail döneminde Osmanlı topraklarına katılana kadar bu aile emirliği, veraset yoluyla devam etti. 8


Çemişgezek Emirliği

Bir rivayete göre, bu emirliği kuran ailenin Abbâsî soyundan geldiği, başka bir rivayete göre ise Selçuklu ailesinden olduğu ifade edilmektedir. Ancak bizce bu emirlik, Melik Muhammed ve babası tarafından kurulmuştur. Melik Muhammed’in oğlu Melikşah, bağımsızlık kazanmak için 1199 yılında Selçuklularla savaşa girmiş, ancak savaş sırasında hayatını kaybetmiş ve toprakları Selçukluların eline geçmiştir. Bir süre sonra, oğlu Melik Muhammed emirliği yeniden kurarak, en önemli topraklardan olan otuz iki kale ve on altı nahiyeyi ele geçirmiştir. Kürtçede 'Milkişi' olarak bilinen bu şahsın aşireti, Melikşah adıyla da tanınmaktadır. Bu gelişmelerle birlikte aşiretin ünü yayılmaya başlamış ve hükümranlıkları, bölgenin tamamına yayılmıştır. Bu nedenle, Çemişgezek kelimesi, Kürdistan’ın tümünü ifade eden bir unvan haline gelmiştir. Bu emirlik, Moğol, Timurlu ve Karakoyunlu dönemlerinde de varlığını sürdürmüştür. Ancak Akkoyunlular döneminde etkileri azalmaya başlamıştır. Pir Hüseyin, bu güçlü aşirete karşı mücadelesini sürdürerek, onları birkaç kez bölgeden çıkarmayı başarmış ve Şah İsmail'e bağlılığını ilan etmiştir. Ancak, büyük bir Türk aşireti olarak Milkişi aşireti ve onların saldırıları karşısında etkili bir çözüm üretilememiştir ve bölge, Safevî Şahı'nın etkisi altındaki aşırı Şii Türkmen Kızılbaşların eline geçmiştir. Buna rağmen, Sultan Selim, Pir Hüseyin'in cesaretini ve kahramanlığını takdir ederek Çemişgezek emirliğini ona geri vermiştir. Bunun üzerine, cesur emir Pir Hüseyin, Çemişgezek'e hücum ederek İran hükümdarı Nur Ali’yi öldürmüş ve emirliği ele geçirmiştir. Pir Hüseyin'in ölümünün ardından emirlik üçe bölünmüş ve Mecinkurd, Pertek ve Sakman adlarını almıştır. Bu üç parçanın yönetimi, Osmanlı döneminin ortalarına kadar sürmüştür. Ayrıca, Pir Hüseyin'in oğullarından dokuzu, Osmanlı topraklarında farklı bölgelerde kendilerine verilen topraklarda hükümdar olmuşlardır. 8

Kaynakça

  • 1.Akkaya, M. (2009). Orta Çağ İslam Tarihi: Kuruluş ve Gelişmeler. İstanbul: İletişim Yayınları.
  • 2.Güzel, M. (2015). Kürt Tarihi Üzerine Araştırmalar. İstanbul: Kadir Has Üniversitesi Yayınları.
  • 3.Kılıç, S. (2018). Selçuklular Döneminde Doğu Anadolu ve Kürtler. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları.
  • 4.Çetin, R. (2010). Timur Dönemi ve Kürt Emirlikleri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
  • 5.Öztürk, Y. (2017). Timur ve Anadolu Üzerindeki Etkileri. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları.
  • 6.Aydıner, M. (2020). Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Kürtler ve Yönetimleri. Ankara: Türk Tarih Kurumu.
  • 7.Demir, T. (2016). Kürt Tarihinin Kaynakları. Diyarbakır: Dörtler Yayıncılık.
  • 8.Zeki Beg, Muhammed Emin. Kürtler ve Kürdistan Tarihi. Nubihar Yayınları, 2020