Kürt ismi, diğer birçok etnik ad gibi, belirli bir coğrafyada yaşayan, aynı dili konuşan ve ortak bir kültürü paylaşan bir halkı tanımlamak için kullanılmıştır. Milattan önce 4000'li yıllarda bir Kürt kabilesi, dağlardan göç ederek Mezopotamya’nın güneyine yerleşmiş ve burada Sümerler olarak bilinen toplulukla özdeşleşmiştir. Gelişmiş bir uygarlık kuran Sümerler, hem üretkenlik hem de yaratıcılık konusunda ileri düzeydeydi. Sümerler, MÖ 4000’lerin başlarında yazıyı icat etmeden önce, Kürtlerin ana yurdu olan dağlık bölge ve çevresi için 'Kürt' adını kullanmışlardı. Bu nedenle, 'Dağların Ülkesi' anlamına gelen Kürt adı, o bölgede yaşayan halkı tanımlamak için de kullanıldı. MÖ 3300-3200 yılları arasında yazıyı geliştirdiklerinde ise “Kürt” ismini yazıtlarına kazıyarak sözlü geleneklerini yazılı hale getirmiş oldular.
Sümerler yazıtlarında ilk defa Kürt ismini, yukarıdaki şekilde olduğu gibi yazmışlar. Sıralı şekilde dizilmiş dağlara benzeyen bu sekil Sümerler tarafından Kürtleri ifade ediyordu.
Daha sonraları da yazıya geçtiklerinde Sümerler bu ismi (Kürt) yukarıdaki biçimde yazmaya başlamışlardır.
Kürt adı, Sümerlerin dilinde ya da lehçesinde iki ayrı kelimeden meydana geliyordu:'kur' ve 'ti'. Bu ifadelerden 'kur' yerleşim yeri anlamına gelirken, 'ti' ise o bölgede yaşayanları ifade ediyordu. 'ti' eki, kelimeye'oraya ait' ya da'oralı' anlamını ekler. Böylece Sümerler,'Kürt' adını kullanarak Zagros ve Toros Dağlarında yaşayan tüm aşiret ve kabileleri tanımlamışlardı.
Gördüğünüz bu sembol, Sümercede 'Kur' olarak adlandırılıyordu ve bu kelime 'dağ' anlamına gelmektedir. Ve 'dağlı', 'dağdan gelen' veya 'dağ adamı' anlamlarını taşıyan bu kelime
KUR=Dağ, Çiya,
Kur+ti,= Dağ+li, Çiya+yî
Sümerler tarafından seslendirilip yazıya geçirilen 'Kürt' ismi, Akadlar ve diğer halklar tarafından kullanılan biçimden farklıydı. Akadlar, 't' sesini 'd' olarak telaffuz ettikleri için 'Kurti' adını 'Kurdi' şeklinde söyleyip yazmışlardı. Sadece Akadlar değil, farklı Kürt aşiret ve kabileleri de Kürt ismini telaffuz ederken birbirinden farklı şekillerde ifade ediyorlardı. Milattan önce 13. yüzyılda Asurlular, zaman zaman 'Guri' kelimesi yerine 'Quti' kelimesini kullanmışlardı. Daha sonra Kürt adıyla birlikte, Kürdistan coğrafyası için 'Guti', 'Huri' ve 'Mitanni' gibi üç eski isim daha kullanıldı. Bu isimler, aynı bölgede yaşamış ve tarih sahnesine eski uygarlıklar olarak kaydedilmiş toplulukları temsil eder. 1
'Kürt' kelimesinin eski biçimi olan 'Karda-ka', MÖ 3. binyılda Sümer yazıtlarında kullanılmış ve bu terim hem bir halkı hem de bir devleti tanımlamak amacıyla ifade edilmiştir. 2 Klasik dönemde, Yunan kaynaklarında, M.Ö. 4. yüzyılda Xenophon'un yazdığı 'Anabasis' adlı eserde 'Karduchoi' adlı savaşçı insanlardan bahsedilmiştir ve bunların modern Cizre bölgesinde yaşayan halk olduğu söylenmiştir. 3 Bu bilgiye dayanarak, Corduene veya Kardu'nun proto-Kürt halkının ataları olduğu akademik araştırmalarla desteklenmiştir. 4 5 6 7 Ayrıca, Vladimir Minorsky, Romalıların ve Yunanlıların Kürtler için 'Cyrtii' adını kullandığını ve bunun da Zagros Dağları'nın batısında yaşayan Kürtler için bir terim olduğunu belirtmiştir. 8
Kürtlere komşu olan ve onlarla etkileşim halinde bulunan halklar, farklı dönemlerde Kürt adını farklı şekillerde telaffuz etmişlerdir. Örneğin, 'Hurti' ismini 'Huri' ve 'Gurti' ismini 'Guti' olarak söyleyip yazmışlardır. Bu durum, günümüzde çeşitli dillerde Kürt adının farklı biçimlerde ifade edilmesine benzer; İngilizcede 'Kurdish', Türkçede 'Kürt', Kürtçede 'Kurd' ve Almancada 'Kurdisch' şeklinde kullanılmaktadır. Modern çağda bile farklı diller ve lehçelerde bu çeşitlilik devam ettiğine göre, binlerce yıl önce bu durumun daha da yaygın olması kaçınılmazdı. Bu nedenle, geçmişte Kürt adı farklı diller ve lehçelerde değişik telaffuzlarla ve yazım biçimleriyle kullanılmıştır.
Hurriler, MÖ 2000 civarında kendi yazılı kayıtları için Akad dilini ve çivi yazısını benimsemişlerdir. Hurri dilindeki çivi yazısıyla yazılmış metinler Hattuşa, Ugarit (Ras Shamra) ve Mitanni Kralı Tushratta’nın Firavun III. Amenhotep’e yazdığı en uzun Amarna mektuplarından biri olan (EA 27) belgelerde bulunmuştur.
9
Hurri adı, Hurru veya Huru olarak bilinen yerleşim bölgeleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu yer adları, Hurrilerin yaşadığı alanlarda sıkça görülmüş ve zamanla bu adın halkın ismi haline geldiği düşünülmüştür. Komşu halkların da Hurrilere 'Hurri' adını vermiş olabileceği tahmin edilmektedir. Ancak bu adın tam anlamı ve kökeni kesin olarak açıklığa kavuşmamıştır.
10
11
J. Gelb, Hurrilerin komşuları tarafından 'Hurri' olarak adlandırıldığını ifade eder, ancak bu terimin kesin anlamı ve kökeni hakkında ayrıntılı bir açıklama sunmaz.
12
Gutîler, diğer adlarıyla Kuti, Kurti, Qurti veya Kurdu, tarihsel olarak Kürtlerin atalarından biri olarak kabul edilir. Bu halk, yaklaşık 2700 yıl önce Zagros Dağları ve Zap Nehri çevresinde güçlü ve bağımsız bir devlet kurmuştur. MÖ 2649 civarında Sümer ve Akad topraklarına saldırarak bu bölgede etkili olmuş, MÖ 2400’e kadar kendi devletlerini kurup gelişimlerini sürdürmüşlerdir.
13
MÖ 10. binyılın ortalarında, ova Mezopotamya halkları tarafından Gutium adının kullanımı, Zagros Dağları ile Dicle Nehri arasında kuzeybatı İran'ın tamamını içerecek şekilde genişledi. Etnik kökenden bağımsız olarak doğu ve kuzeydoğudaki çeşitli kabileler ve yerler genellikle Gutians veya Gutium olarak adlandırıldı. 14 Örneğin, Asur kraliyet yılıkları, Medler veya Mannaeans olduğu bilinen popülasyonlarla ilgili olarak Gutians terimini kullanır. Persli Büyük Cyrus'un saltanatına kadar, ünlü general Gubaru (Gobryas) 'Gutium valisi' olarak tanımlandı. 15
Kürt adının ardından, aynı bölge için kullanılan bir diğer isim de 'Matum' olmuştur. Bu isim zamanla 'Mad' ve 'Matan' biçimlerinde de görülmüştür. 'Matum' veya 'mada' sözcüğü ülke anlamına gelmektedir. Sümerler, 'Kürt' adını kullanırken bir ülkeyi veya o ülkenin kurucusu olan ulusu kastetmişlerdir. Başka bir ifadeyle, Sümerler 'Mad' adını kullandıklarında, köşkleri ve sarayları bulunan, bir orduya sahip, belirli bir coğrafyada egemenlik kurarak vatan ve siyasi birliğini sağlamış bir ulusu ifade etmişlerdir.
Sümerlerin Kürt adıyla aynı halk için 'Med' adını da kullanmaları, Kürtlerin o dönemde doğdukları coğrafyada siyasi bir birlik kuran ve bir devlete sahip olan ilk uluslardan biri olmasındandır. Zagros Dağları, Kürtlerin tarihte kurduğu ilk devletin beşiği olarak kabul edilir. Akadlar da bu ismi kendi dillerine uyarlayarak 't' sesini 'd' olarak telaffuz etmişlerdir. Grekler ise bu isimleri farklı biçimlerde kullanmış ve 'Mittani', 'Madi', 'Midi' ya da 'Mitani' şeklinde ifade etmişlerdir.
Kürt topraklarında 'Mat' adının tarihi MÖ 3000'lere kadar uzanır ve bu isim Sümerler tarafından o dönemde kullanılmıştır. Kürtler daha sonra MÖ 1750-1600 civarında Mitanni ve Mad isimleriyle tarih sahnesine çıkmış ve bu adları resmî olarak benimsemişlerdir. Daha önce bahsedilen 'Huri' adına dönersek, 'Hurti' (Kürti) ve 'Kurti' (Kürt) biçimleriyle benzerlik taşıyan 'Jurti', Sami kavimler, özellikle de Asurlular tarafından yazılıp telaffuz edilen bir Kürt ismidir. Sami halklar 't' sesini 'd' olarak telaffuz ettiklerinden, 'Mat' adını 'Mad', 'Mit' ve 'Mittani' adlarını ise 'Mid' olarak söyleyip yazmışlardır.
Sümerlerin 'Kurti' veya 'Kurdi' olarak telaffuz ettikleri ad, Sami kavimler tarafından 'Gurt' (Guti) ve 'Hurti' (Huri) şeklinde yazılmıştır. Bu halkın yaşadığı bölge daha sonra 'Mat' ülkesi olarak kaydedilmiş ve Mitanni adı MÖ 1. binyılın sonuna kadar kullanılmıştır. Ardından bu coğrafya 'Mad' ve 'Midian' olarak anılmaya başlanmıştır.
Heredot'un dokuz kitabının tamamında, 'Mitanni' ya da 'Matiniyan' adı sekiz kez geçmektedir. Bu isimler bazen belirli halkları tanımlamak, bazen de yüksek dağları, geniş ovaları ve sınırları olan bir coğrafyayı ifade etmek için kullanılmıştır.
1
Kürtlere ve Kürt coğrafyasına komşu olan uluslar, dillerindeki farklılıklar ve lehçeler nedeniyle Kürtleri tarih boyunca üç farklı dönemde farklı isimlerle anmışlardır. MÖ 4000'den MÖ 3000'lerin sonuna kadar 'Kürt' adı kullanılmış; MÖ 2000'den MÖ 300'e kadar ise Mitani, Madi (Medi) ve Matini adları benimsenmiştir. MÖ 330 ve öncesinde, özellikle Mittani ve Medler dönemlerinde, 'Kürt' adı bölgesel olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Yunan filozof, yazar ve tarihçi Ksenofon (Xenophon), Sokrates’in öğrencilerinden biri olarak, bugünkü Hakkâri, Şırnak, Van ve Diyarbakır illerini içine alan coğrafyada yaşayan Kürtlerden bahsetmiştir. Eserlerinde Kürtleri 'Kardokyalılar' olarak adlandıran Ksenofon, onların cesaretini ve savaş yeteneklerini över. Med İmparatorluğu’nun çöküşünün ardından zayıflama sürecine giren Kürtler için 'Kürt' adı bu dönemde üçüncü kez bir coğrafi terim olarak kullanılmıştır.
Kürtler, dünya üzerindeki diğer uluslar gibi tarih boyunca sayısız iç ve dış çatışmalardan etkilenmiş, savaşlar yaşamış ve bu gelişmeler sonucunda siyasi sahnede farklı adlarla yer almışlardır. Kürtler, ilk dönemlerden itibaren Guti ve Huri adlarıyla tanınmış; ayrıca Lolobi ve Elam gibi isimlerle de anılmışlardır. Bu adlar, Kürtlerin tarihsel varlıklarının ve çok yönlü kültürel zenginliklerinin bir göstergesidir.
1
'Kürt' ismi, belirli bir grup, aşiret veya topluluğun adı değil; Zagros ve Toros Dağları ile çevresindeki coğrafyada yaşayan, aynı dili konuşan ve ortak bir kültürü paylaşan halkları tanımlayan genel bir addır.
Bu terim, tarih boyunca ve günümüzde, ortak dil ve kültür bağlarıyla birleşen dağlık bölgelerdeki tüm aşiret ve klanları kapsayan geniş bir şemsiye görevi görmüştür. Ancak bu tanım, yalnızca yerel halkları değil; Kürtlerin yaşadığı topraklara sonradan göç ederek aynı dil ve kültürel yapıya entegre olan farklı toplulukları da içerir. Kürtlerin coğrafyasına yerleşip burada yaşamayı benimseyen bu gruplar, zamanla Zagros-Toros kültür çevresinin bir parçası haline gelir ve Kürtleşirler. Böylece Kürt kimliği, sadece etnik bir bağ değil, aynı zamanda bir coğrafya ve kültür birliğinin adıdır.
1