Küçük Lor Devleti, başlangıçta bağımsız aşiretlerin oluşturduğu bir yapıya sahipti ve bu aşiretler 12. yüzyılın ortalarına kadar Bağdat’taki merkezi hükümete bağlı olarak varlıklarını sürdürdüler. Tarih-i Güzide'de yer alan bilgilere göre, Küçük Lor’un ataları arasında Davudi, Abbasi, Muhammed Komari, Kerruhi ve Cengruyi gibi aşiretler bulunuyordu. 1155 yılında, Selçuklular tarafından Afşar Türklerinden Husameddin Sohl, Küçük Lor ve Huzistan bölgesine hükümdar olarak atandı. Cengruyi aşiretinden gelen Hurşid ailesi, Husameddin’in yanında önemli roller üstlenmişti ve Şucaaddin Hurşid de onun hizmetinde seçkin bir konuma sahipti.
Husameddin Sohl'ün 1174’teki vefatından sonra, Şucaaddin Hurşid Küçük Lor’un yönetimini devralarak liderlik etti. Ancak bu süreçte Cengruyi aşiretinin başındaki Serhab b. İlyar ile mücadelelere girdi. Yaşanan bu çatışmalar üzerine Bağdat halifesi araya girerek, Şucaaddin’in rakibiyle barış sağlaması amacıyla ona Tırazk nahiyesinin idaresini verdi.
Şucaaddin, yönetimi oğlu Bedr ve yeğeni Seyfeddin Rüstem ile birlikte yürüttü. Ne var ki Bedr ile Seyfeddin arasında başlayan iktidar mücadelesi kısa sürede tehlikeli boyutlara ulaştı. Seyfeddin, Bedr'e karşı iftira atarak onu öldürmeye teşebbüs etti. Uzun bir ömür süren Şucaaddin, 1224 yılında vefat etti ve adaletli yönetimi nedeniyle halkının büyük sevgisini kazandı. Mezarı, saygıyla ziyaret edilen bir yer haline geldi. Şucaaddin’in ölümünün ardından oğlu Rüstem, Atabey unvanıyla yönetimi ele aldı. Adalet ve eşitlik ilkeleri doğrultusunda ülkeye huzur getirdi, ancak bu politikalar bazı aşiret liderlerinin tepkisini çekti. Rüstem, bir suikast girişiminden kurtulmayı başardı, fakat kardeşi Şerefuddin Ebu Bekir döneminde aile içinde yoğun çekişmeler yaşandı.
Şerefuddin’in kardeşi İzzeddin Gerşasb, Loristan tahtına geçti. İzzeddin, eşi Melike Hatun’un etkisi altında kalarak Husameddin Halil b. Bedr'in ordusuna karşı direniş gösterdi, ancak sonuçta teslim olmak zorunda kaldı ve yönetim Husameddin’e geçti. Babasının ölümünden sonra Bağdat’a sığınan Husameddin Halil, Küçük Lor hükümetinin başına geçti ve İzzeddin’i veliaht ilan etti. Ancak daha sonra İzzeddin’i öldürerek yönetimde tek söz sahibi oldu. Bu olaylar, Husameddin ile Süleyman Şah arasında şiddetli düşmanlıklara ve birçok savaşa neden oldu. 1242 yılında Husameddin Halil’in ölümü, Küçük Lor Devleti’nde yeni bir siyasi dengelenmeye yol açtı.
Bedreddin Mesud, Husameddin’in kardeşi olarak, onun öldürülmesinin ardından Mengü Han’a gidip şikayetini iletti ve Hülagu Han’ın 1258 yılında Bağdat’a saldırdığı dönemde İran’a geçti. Moğollar Bağdat’ı ele geçirdiğinde Süleyman Şah öldürüldü; bunun üzerine Mesud, onun ailesini alarak Loristan’a döndü ve burada on altı yıl hüküm sürdü. Adaletli, akıllı ve merhametli bir lider olan Bedreddin Mesud, 1259 yılında vefat etti. Ölümünden sonra, oğulları ile Taceddin Şah arasında çatışmalar yaşandı; bu ihtilaflar şiddetlenince Ebka Han duruma müdahale etti, Mesud’un oğulları öldürüldü ve yönetim Taceddin Şah’a verildi.
Taceddin Şah, Loristan’da on yedi yıl adil bir şekilde hüküm sürdü, ancak 1278 yılında Ebka Han tarafından öldürüldü. Taceddin’in ölümünün ardından, Ebka Han yönetimi Mesud’un oğulları Felekeddin ve İzzeddin’e bıraktı. Bu iki kardeş, on beş yıl boyunca birlikte yönetimde kaldı ve güçlü bir ordu kurarak Bayatlıları ülkeden çıkardı. Ancak Felekeddin ve İzzeddin, 1293 yılında birlikte vefat etti Taceddin’in oğlu Cemaleddin Hıdır, Keyhatun Han tarafından hükümdar olarak atanmıştı; ancak rakipleriyle olan mücadeleleri sırasında Moğollarla işbirliği yaparak 1294 yılında öldürüldü. Husameddin Ömer, bazı akrabalarının muhalefetine rağmen sultanlığı ele geçirdi. Samsamuddin Mahmud ve diğerleri, onunla birlikte Moğollara karşı direnişe geçti. Ancak Samsamuddin, çıkan iç çatışmalar sonucunda 1296 yılında Gazan Han tarafından öldürüldü.
İzzeddin Ahmed, Bedreddin Mesud’un oğlu olarak çocuk yaşta tahta çıktı. Amcası Bedreddin Mesud bin Felekeddin ile aralarındaki anlaşmazlıklar yönetimi karışık hale getirdi. İzzeddin Ahmed’in ölümünden sonra, yönetimi Devlet Hatun üstlendi; ancak Moğolların müdahaleleri nedeniyle iktidar üzerinde tam bir hakimiyet kuramadı. İzzeddin Hüseyin, Sultan Ebu Said tarafından on dört yıl boyunca hükümdar olarak tanındı. Şucaaddin Mahmud, bağımsız bir yönetim kurmak istese de halkından yeterli destek bulamayınca 1349 yılında öldü. Oğlu Melik İzzeddin, babasının ölümünde henüz on iki yaşındaydı. Timurlenk döneminde Loristan istikrarsız bir hale geldi. Melik İzzeddin ve oğlu esir alındı, ancak daha sonra serbest bırakıldılar. Timurlenk’in İran’a yeniden dönmesiyle Loristan büyük zarar gördü. Melik İzzeddin, muhtemelen 1401-1402 civarında öldü.
Melik Seyyid Ahmed, babasının ölümünden sonra gizlice yaşadı. Timurlenk döneminin sona ermesiyle ortaya çıkarak 1408 yılında hükümeti yeniden kurdu ve 1412 yılına kadar bağımsız bir yönetim sürdü.