Daha Fazla

Osmanlının Kürtlerle İlk Teması


Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş dönemi, Osmanlıların Anadolu’da siyasi ve askeri güç kazanmaya başladığı bir zaman dilimidir. 14. yüzyılda Osmanlı Beyliği, Bizans İmparatorluğu'ndan zayıflamış bölgelere doğru genişleyerek fetihlerini sürdürdü. Bu erken dönemde Osmanlılar, Anadolu'da bulunan Türkmen beylikleriyle temas halindeyken, Kürtler daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki dağlık bölgelerde, Artuklu ve Eyyubi gibi yerel beyliklerin hâkimiyetinde yaşıyordu. 1 2

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kürtlerle daha somut teması, 16. yüzyılda Safevi Devleti'nin yükselişiyle birlikte gerçekleşti. Safevilerin Şii mezhebini zorla yayma politikaları, Sünni olan Kürt aşiretleri için büyük bir tehdit oluşturdu. Bu dönemde, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, doğudaki Safevi tehdidini bertaraf etmek amacıyla 1514’te Çaldıran Savaşı’nı başlattı. Bu savaşın ardından, Osmanlılar Kürt bölgelerinde kontrol sağladı ve yerel Kürt beyleri ile ittifaklar kurdu. İdris-i Bitlisi, Osmanlı İmparatorluğu adına Kürt beyleri ile müzakereler yürüterek onların Osmanlı'ya bağlı kalmalarını sağladı. 3

İdris-i Bitlisi'nin bu dönemdeki rolü, Osmanlı'nın Kürt bölgelerini barışçıl yollarla entegre etmesini kolaylaştırdı. Bitlisi’nin çalışmaları sonucunda Kürt beyleri, Osmanlı yönetimine bağlılık gösterdi, ancak iç işlerinde geniş bir özerklik korumayı başardı. Osmanlı'nın bu politikası, Kürt bölgelerindeki idari yapının yarı özerk kalmasına ve merkezi yönetim ile yerel liderler arasında karşılıklı faydaya dayalı bir düzenin kurulmasına olanak tanıdı 1 4

Çaldıran Savaşı'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu, doğu sınırlarını güvence altına almış ve Safevi yayılmacılığına karşı Kürt beylerinin desteğini alarak bölgedeki gücünü pekiştirmiştir. Bitlis, Cizre ve Hakkâri gibi bölgelerdeki Kürt beyleri, Osmanlı yönetimine bağlılık göstererek özerkliklerini korudu. Bu, Kürtlerin Osmanlı’ya askeri ve idari destek sağlamasını ve Osmanlı’nın bölgedeki otoritesini güçlendirmesini sağladı. 5 6

Osmanlı yönetimi, Kürt beylerine tanınan özerklikle birlikte, bölgede istikrarlı bir yönetim sağlamayı hedefledi. Bu dönemde Osmanlı, Kürt beylerinin kendi bölgelerinde vergi toplamasına ve asker yetiştirmesine izin verdi. Buna karşılık, Osmanlı'nın merkezi otoritesine bağlı kalmaları ve gerektiğinde Osmanlı ordusuna destek vermeleri bekleniyordu 2 4 Bu ilişkiler, Osmanlı’nın doğu sınırını koruma ve bölgedeki Şii Safevi tehdidine karşı denge politikası güderek Sünni Kürtleri yanına çekme stratejisinin bir parçasıydı. Bu strateji, hem Osmanlı İmparatorluğu’na hem de Kürt beylerine yarar sağladı. Kürt beyleri, Osmanlı'nın desteğiyle iç çatışmalardan korunurken, Osmanlı İmparatorluğu da bölgedeki etkisini sürdürebildi 1 3


Osmanlı-Safevi Mücadelesi ve Kürtler

Osmanlı İmparatorluğu ile Safevi Devleti arasındaki mücadele, 16. yüzyılda iki büyük güç arasında süregelen siyasi ve mezhepsel çekişmenin bir yansımasıydı. Bu mücadele, özellikle Doğu Anadolu ve Kürt bölgelerinin stratejik konumları nedeniyle önemliydi. Safevi Devleti, Şii İslam’ı resmi mezhep olarak benimsemiş ve bu inancı zorla yayma politikası uygulamıştı. Bu durum, bölgedeki Sünni Kürt aşiretleri için bir tehdit oluşturuyordu. Safevi yayılmacılığı, Kürt beylerinin Osmanlı İmparatorluğu’na yönelmelerinde önemli bir etken oldu. 1 3

1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim ve Safevi Şahı İsmail arasında büyük bir karşılaşma oldu. Osmanlı ordusu, üstün ateş gücü ve askeri taktikleri sayesinde Safevileri ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu zafer, Osmanlı'nın Doğu Anadolu'daki egemenliğini pekiştirmesini sağladı. Kürt beyleri, Safevilerin zorlayıcı Şii politikalarına karşı Osmanlı'nın Sünni yönetimini tercih etti ve bu durum Osmanlı ile Kürt beyleri arasında doğal bir ittifak oluşturdu 2 5 7

Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu’nun Kürt beyleriyle ilişkilerini düzenleyen en önemli isimlerden biri İdris-i Bitlisi'ydi. Bitlisi, Osmanlı yönetimi adına Kürt beyleriyle müzakereler yaparak onların Osmanlı İmparatorluğu’na katılımını sağladı. Kürt beylerine tanınan özerklik, Osmanlı'nın Safevi tehdidine karşı bölgedeki kontrolünü artırdı. Bitlisi’nin diplomatik çalışmaları, Osmanlı'nın Kürt bölgelerinde kalıcı bir egemenlik kurmasına yardımcı oldu ve Kürt beylerinin Osmanlı’ya bağlılıklarını sürdürmelerini sağladı 1 4 8

Osmanlı-Safevi mücadelesi sırasında Osmanlı İmparatorluğu, Kürt bölgelerini sadece askeri olarak değil, aynı zamanda idari ve sosyal anlamda da entegre etmeyi hedefledi. Kürt beylerine tanınan imtiyazlar, onların iç işlerinde bağımsız olmalarını sağladı, ancak Osmanlı’ya vergi ve asker desteği sağlamaları şart koşuldu. Bu politika, Osmanlı’nın doğu sınırlarında istikrar sağlamak için uyguladığı önemli bir stratejiydi. Aynı zamanda, Safevi propagandasının etkisini kırmak için Osmanlı, Kürt bölgelerinde Sünni İslam'ı teşvik etti ve bu da Kürtlerin Osmanlı ile mezhepsel bir uyum içinde olmalarına katkıda bulundu. 3

Çaldıran Savaşı’nın ardından, Osmanlı İmparatorluğu, Safevilerin Doğu Anadolu üzerindeki etkisini önemli ölçüde azalttı ve bölgedeki Kürt beylerinin desteğini aldı. Bu, Osmanlı'nın Doğu Anadolu'da ve Mezopotamya'da genişlemesini kolaylaştırdı. Kürt beyleri, Osmanlı’ya sadakat gösterdikleri sürece, iç yönetimlerinde özerkliklerini korudular ve Osmanlı İmparatorluğu, Safevi tehlikesine karşı güçlü bir müttefik kazanmış oldu. 1 2


Kaynakça

  • 1.Minorsky, "The Kurdish Principality of Bitlis"
  • 2.Yıldız, Osmanlı İdaresinde Kürtler ve Kürt Sorunu
  • 3.McDowall, A Modern History of the Kurds;
  • 4.Bruinessen, Agha, Shaikh and State;
  • 5.Barkey, Empire of Difference;
  • 6.Faroqhi, Subjects of the Sultan
  • 7.The Ottomans in Comparative Perspective;
  • 8.The Social and Political Structures of Kurdistan;