Daha Fazla

Kuzey Kürdistan


Kuzey Kürdistan, Kürdistan’ın dört parçasından biridir ve Kürdistan’ın en büyük bölümünü oluşturur. Kuzey Kürdistan, bugün Türkiye sınırları içinde kalmış olup, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Kürdistan’ın parçalanmasıyla bu sınırlara dahil edilmiştir. Türk devletinin kurulmasıyla birlikte Kürt dili ve kültürüne karşı baskı, engelleme ve inkâr politikaları başlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla Kuzey Kürdistan’ın statüsüyle ilgili sorunlar ve anlaşmazlıklar da devam etmektedir. Bazı durumlarda Kuzey Kürdistan için 'Türkiye Kürdistanı' ifadesi de kullanılmaktadır. Kuzey Kürdistan, Kürdistan'ın en yoğun asimilasyona uğramış bölgesidir; burada demografik değişimler ve ihmal politikaları uygulanmıştır. Tahminlere göre, Kuzey Kürdistan'da yaklaşık 25-30 milyon Kürt yaşamaktadır. Farklı dönemlerde, 1990-2009 yılları arasında devlet güçleri tarafından yapılan köy yakmaları ve ihmaller nedeniyle Kuzey Kürdistan’da yaşayan birçok insan zorunlu göç etmek zorunda kalmış; Türkiye’nin diğer bölgelerinde yaklaşık 10 milyon Kürt yaşamaktadır. 1 2 3


Coğrafya

Kuzey Kürdistan, dağlar ve geniş düzlüklerle bezenmiş zengin bir coğrafi yapıya sahiptir. Bu bölgenin en yüksek zirvesi, 5.137 metre ile Ağrı Dağı'dır. Onu, 4.116 metre yüksekliğiyle Cilo Dağları ve 4.058 metre yüksekliğindeki Süphan Dağı takip eder. Bölgede önemli akarsular arasında Dicle ve Fırat Nehirleri öne çıkar. Fırat Nehri'ni besleyen ana kollarından biri olan Murat Nehri, Karasu Nehri ile birleşerek bu büyük nehri oluşturur. 4

Kuzey Kürdistan’ın en büyük gölü olan Van Gölü, 3.713 kilometrekarelik yüzölçümüyle yalnızca bu bölgenin değil, Kürdistan genelinin de en büyük gölüdür. Ayrıca, bölgedeki yapay baraj gölleri de dikkat çeker; Atatürk Baraj Gölü ve Keban Baraj Gölü gibi büyük barajlar, Urfa ve Elazığ illerinin sınırları içinde yer alır. Dağlık alanların arasında geniş tektonik ovalar uzanır. Kuzeydeki başlıca ovalar arasında Muş Ovası, Iğdır Ovası ve Erzincan Ovası bulunurken, güneyde Harran Ovası gibi verimli düzlükler vardır. Toros Dağları, batıdan Güney Kürdistan’dan başlayarak doğuya doğru Hakkâri’ye kadar uzanır ve burada Zagros Dağları ile birleşir. Hakkâri çevresinde ise 4.000 metreye ulaşan yüksek dağlar dikkat çeker. 5


Kuzey Toros

Kuzey Toroslar, güneyde Maraş ve Adıyaman’dan başlayıp Sivas’tan geçerek Kars’a kadar uzanan ve yüksek dağları barındıran bir bölgedir. Bu dağ sıraları, İç Anadolu’nun daha sıcak ve ılıman iklimi ile çevrili olan Derya-yı Navîn’e (Orta Anadolu Gölü) engel oluşturur ve bu nedenle Toros Dağları’nın kuzey bölgesinin iklimi, güneydeki bölgelere göre daha serindir. Bu bölgedeki başlıca yüksek tektonik düzlükler Malatya, Muş, Erzurum, Erzincan ve Iğdır Ovaları’dır ve deniz seviyesinden ortalama 1500 metre yükseklikte yer alır. Kuzey Kürdistan’daki en yüksek noktalar ise Ağrı, Süphan, Nemrut ve Cilo gibi volkanik kökenli sönmüş dağlardır. Ayrıca Tendürek ve Cilo Dağları da bu bölgede yer alır. Dicle ve Fırat nehirlerinin çıkış noktaları da bu yüksek bölgelerden başlar. Dicle, güney bölgelerde bir nehir olarak görülse de ana kaynaklarından biri olan Karasu, Elazığ’daki Hazar Gölü’nden çıkar ve ardından Murat, Munzur ve Karaçay gibi önemli kollarla birleşerek büyük akarsuları oluşturur. Bölgedeki yükseklik ve soğuk iklim koşulları nedeniyle, Ağrı ve Süphan Dağları’nın zirveleri yıl boyunca karla kaplıdır. Ayrıca Van Gölü de tektonik bir göl olup bu yüksek bölgenin önemli bir parçasını oluşturur.



Güney Toros

Torosların güneyinde yer alan bu bölge, çoğunlukla düzlük, ova ve sıcak iklim kuşağında bulunan alanlardan oluşur. Güneydoğu Torosların eteklerinden başlayarak Gaziantep ve Şanlıurfa’dan Siverek’e kadar uzanan bu bölge, yer yer tepelerle çevrilidir. Siverek’ten sonra Karacadağ başlar ve Mardin ile Mazıdağı’na kadar uzanır. Karacadağ, yaklaşık 1952 metre yüksekliğinde ve bağımsız bir volkanik dağ olarak Diyarbakır ve Şanlıurfa’nın ortasında yer alır. Mazıdağı da volkanik kökenli olup bölgenin güneyinde yer alan önemli yükseltilerden biridir.

Botan bölgesinde Herekol ve Cudi Dağları bulunur ve bu dağlar güneyde Rojava ve Güney Kürdistan’a doğru uzanır. Bu sıradağlar, yükseltileri ve engebeli yapılarıyla çevre bölgelerle bağlantıyı sağlar. Diyarbakır’ın batısında, Gaziantep’te Tilbişar Ovası ve Diyarbakır civarında Gevran ve Diyarbakır Ovaları yer alır. Gevran Ovası, Ergani ve Karacadağ arasında yer alır ve 15 bin hektar genişliğindedir. Diyarbakır Ovası ise 40 bin hektarlık bir alana sahiptir. Şanlıurfa’da yer alan Harran Ovası, tarım açısından önemli bir düzlüktür. Mardin Ovası ise Harran Ovası ile birlikte bölgenin başlıca tarım arazilerindendir ve geniş verimli topraklarıyla önem taşır.


Tarih

Kuzey Kürdistan, diğer Kürdistan bölgeleri gibi insanlık tarihinin en eski yerleşim alanlarından biridir. Bismil, Ergani ve Diyarbakır’ın Farqin ilçesinde yapılan arkeolojik kazılarda, burada insanların yaşamına dair önemli kanıtlar bulunmuştur. Gır Kortik’teki buluntular, yaklaşık 10.400-9.250 yıl öncesine, yani MÖ 8. binyıla kadar uzanan bir yerleşik yaşamın burada sürdüğünü göstermektedir. Aynı bölgedeki Ergani ilçesine yakın Gırê Berêçem’de yapılan kazılarda da yaklaşık MÖ 8.000 yılına dayanan yaşam izlerine rastlanmıştır. Paleolitik ve Mezolitik dönemlere ait izler, Farqin’in yakınındaki Hasuni Mağaraları ve Ergani yakınlarındaki Hilar Mağaraları gibi yerlerde keşfedilmiştir. Neolitik döneme ait önemli merkezlerden biri de Newala Çorî ve Girê Mirazan’dır. Girê Mirazan’ın, dünyanın en eski tapınağı olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, Urfa’nın sınırları içinde yer alan Göbekli Tepe gibi alanlarda yaklaşık MÖ 9.000 yıllarına dayanan yerleşim ve dini ibadet izleri, Neolitik Çağ A öncesinde bile burada bir yaşamın olduğunu göstermektedir. Hasankeyf de bu eski yerleşim alanlarından biridir, ancak 2020 yılında yapılan Hasankeyf Barajı’nın suları altında kalmıştır. Burada yapılan arkeolojik araştırmalar, Hasankeyf’te insan yaşamının MÖ 12.000 yıllarına kadar uzandığını ortaya koymuştur. Bu önemli antik yerleşim, tüm protestolara rağmen 2020 yılında baraj sularının altında kalmıştır. Bu dönemde Kuzey Kürdistan, Bereketli Hilal’in bir parçası olarak Neolitik Devrim’in etkisiyle tarım devriminin hızla yayıldığı bir merkez haline gelmiştir.



Antik zamanlar

Urfa’nın Harran ilçesinde bulunan arkeolojik kalıntılar, burada yaklaşık 2300 yıl öncesine dayanan yazılı belgeler içermektedir. Bu belgelerden biri, Harran’daki Sin Tapınağı'nda bir antlaşma yapıldığını göstermektedir. Bu dönemde Kuzey Kürdistan, ay tanrısı Sin ve güneş tanrısı Utu’ya adanmış tapınakların bulunduğu önemli bir pagan inanç merkezlerinden biriydi. MÖ 2000 yıllarında ise Hurri-Mitaniler Kuzey Kürdistan’da etkili bir güç olarak ortaya çıkmıştı. O dönemin en güçlü krallıklarından biri olan Mitani Krallığı, kuzeyde Hititler, batıda Mısır, güneyde Kassitler ve doğuda Asurlularla komşuydu ve Diyarbakır merkezli güçlü bir yönetim kurmuştu. Hititler, MÖ 1750-1650 yıllarında Kuzey ve Batı Kürdistan ile Anadolu'nun tamamında gelişmiş şehir devletleri kurarak, Bronz Çağı'nda büyük bir uygarlık oluşturdular. Hititlerin Karadeniz üzerinden gelmiş olabileceği ve MÖ 2000’lerde Anadolu ile bazı Kürdistan bölgelerine yerleşmiş olabilecekleri düşünülmektedir. Hititlerin bu süreçte Kussara Krallığı, Kaneş Krallığı (yaklaşık MÖ 1750-1650) ve daha sonra Hattusa merkezli büyük bir imparatorluk kurdukları bilinir.

MÖ 550-650 yıllarında Medler, Kuzey Kürdistan, Anadolu ve İran genelinde geniş bir imparatorluk kurdular. Medler, ilk olarak Asur kralı Şalmaneser III zamanında tanındı ve onun dönemi yazıtlarında “Mada” adıyla anıldılar. Medlerin Batı Kürdistan’a MÖ 2. bin yılın sonunda geldiği ve ilerleyen yüzyıllarda Medya sınırlarının giderek genişlediği tahmin edilmektedir. Medler, MÖ 12. ve 11. yüzyıllarda İran'ın batısı ile günümüz Doğu Kürdistan’ında varlık göstermişlerdir. Bu genişleme, MÖ 8. yüzyılın ikinci yarısında daha belirgin hale gelmiştir. Bu dönemde Hind-İran dillerini konuşan toplulukların Medlerden önce yaklaşık 500-1000 yıl önce Doğu Kürdistan ve İran'a yerleşmiş olmaları olasıdır. Çoğu uzman, Hind-İran diline mensup toplulukların Doğu Kürdistan ve İran’a büyük bir göç hareketiyle değil, kuzeydoğudan yavaş yavaş gelerek yayıldıklarına inanır. Bu topluluklar zamanla kendi tarım ve dil gruplarını geliştirerek bir medeniyet oluşturdular ve sonunda Medler olarak tanınan topluluğa evrildiler.



Kültür


Müzik

Kuzey Kürdistan'da geleneksel müzik, dengbêjlik kültürüne dayanır. Tanınmış Kürt dengbêjleri Şakiro, Reso ve Huseyno Kuzey Kürdistanlıdır. 1982 ile 1991 yılları arasında Türk devletinin Kürt müziği üzerindeki yasakları ve baskıları nedeniyle, birçok Kürt sanatçısı Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kalmıştır. Şivan Perwer, Kawa, Dîno, Diyar gibi tanınmış Kürt sanatçılar, bugün hala tutuklanma ve hapis edilme riskleri nedeniyle Kuzey Kürdistan'a geri dönememektedir. Kürt geleneksel müziği, Arap, Fars ve Türk müziklerinden farklıdır ve Kürt müziklerinin şarkı sözleri genellikle anonim kişiler tarafından yazılmıştır. Kürt müziği, genellikle melankolik ve hüzünlü bir karakter taşırken, zamanla neşeli ve canlı melodiler de yaratılmıştır. Kürt folkloru, dengbêj, hozan ve halk şarkıcıları gibi üç ana kategoride şekillenir.


Edebiyat

Bazı kaynaklara göre Elî Herîrî (1425-1495), Kürtçe yazan ilk önemli şairlerden biridir. Kuzey Kürdistanlı diğer önemli edebiyatçılar arasında Şerefxanê Bidlîsî, Şerefname'nin yazarı, ve Mem û Zîn destanını kaleme alan Ehmedê Xanî yer alır. Kürt edebiyatçıları, 10. yüzyılda Ebdulsemedê Babek ve 11. yüzyılda Elî Herîrî'nin eserleriyle önemli bir gelişim gösterdi. Diğer önemli edebiyatçılar ise 15. ve 17. yüzyıllar arasında yaşamış ve Kürtçe'nin Kurmanci lehçesiyle eserler vermiştir. Bu dönemde Kürtlerin edebi merkezi Mîrektiya Botan ve Cizîrê bölgesiydi. Silêmanî ve Sine gibi şehirler, Kürt edebiyatının önemli merkezleri arasındaydı. Tanınan ilk Kürt şairleri arasında Ebdulsemedê Babek, Elî Herîrî, Melayê Batê, Ehmedê Cizîrî, Feqiyê Teyran ve Ehmedê Xanî bulunmaktadır. 19. ve 20. yüzyıllarda Kürt edebiyatı, Kürt diliyle birlikte büyük bir gelişim göstermiştir. 19. yüzyılda Kürt basını da büyük bir gelişim göstermiştir. İlk Kürt dergisi olan Kurdistan, 1898 yılında Mısır'ın Kahire şehrinde yayımlanmaya başlanmıştır.


Din

Kuzey Kürdistan'daki Kürtlerin çoğunluğu Sünni Müslümandır, ancak önemli bir Alevi Kürt nüfusu da bulunmaktadır. Kürtlerin çoğunluğu Şafi mezhebine mensup olup, azınlık olarak Hanefi mezhebine bağlı Kürtler de vardır.


Kaynakça

  • 1."Explore Turkish Kurdistan". The Kurdish Project (bi îngilîziya amerîkî).
  • 2. Derneği, İnsan Hakları. "Polotîkaya jicihkirina bi darê zorê – Komeleya Mafên Mirovan"
  • 3.'Em tabûra şewitandina gundan bûn, di sala 1994an de me 30 gund şewitand'.
  • 4.Yılmaz, Y.; Güner, Y.; Şaroğlu, F. (1 çiriya pêşîn 1998). "Geology of the quaternary volcanic centres of the east Anatolia". Journal of Volcanology and Geothermal Research. 85: 173–210. 
  • 5.Cheterian, Vicken (2015). Open Wounds: Armenians, Turks and a Century of Genocide. Oxford and New York City: Oxford University Press. p. 65. ISBN 978-1-84904-458-5.