İki Dünya Savaşı arası dönemde, Türkiye'nin Kürt nüfusunu asimile etme çabaları en üst seviyeye ulaşmıştı. Bu durum, büyük Kürt gruplarının Türkiye'yi terk etmelerine neden oldu. İlk Kürt göç dalgaları, Berlin-Bağdat demir yolunun Halep-Bağdat kısmının inşa edilmesiyle başlamıştı. Kürt araştırmacısı Jordi Tejel’e göre, o dönemin Kürt siyasi partileri, Suriye sınırlarını sorgulamaktan çok, Türk Kürdistanı’ndaki kendi köken bölgelerine odaklanmayı tercih ediyorlardı.
1
2
Fransız general Maurice Abadie, Suriye'nin Fransız işgali sırasında Kürtlerin Fırat Nehri'nin batısına, özellikle Kuzey Suriye'ye göç etmeye başladığını gözlemledi. Bu bölgeye yerleşen Kürtler, Türkler, Türkmenler, Araplar ve Hristiyanlarla birlikte yaşamaya başlayarak, yeni komşularından bir dizi gelenek ve alışkanlık edindiler. 1920'lerin başında, Türkiye'nin güneydoğusundaki askeri durum kötüleşmeye başlamıştı. 1925’te, Şeyh Said adlı bir Kürt şeyhi, Diyarbakır’ın kuzeyindeki bölgelerde büyük bir isyan başlatarak geniş topraklar ele geçirmiş ve Diyarbakır’ı kuşatmıştı. Bu isyan, on binlerce Kürt’ün evlerini terk etmelerine ve Türkiye'nin dağlık bölgelerinden Suriye'ye göç etmelerine neden oldu. Bu, Kürt halkı ile Kemalist hükümet arasındaki ilk büyük isyanlardan biriydi.
3
4
Fransız Mandası yetkilileri, bu Kürt göçünü destekleyerek, göçmenlere önemli haklar tanımış ve onlara Suriye vatandaşlığı gibi haklar vermiştir. Bu politika, Fransız subayı Pierre Terrier'in uyguladığı ve Suriye'deki azınlıklar arasında bölünmeler yaratmayı amaçlayan bir planın parçasıydı. Terrier Planı, Fransız Mandası'nın Kürt politikasının temel stratejilerinden biriydi ve yeni göçmenleri, Fransızların manda topraklarında daha fazla toprak edinmek amacıyla yürütülen yerleştirme projelerinde kullanıyordu. Terrier, bölgedeki nüfusu arttırmaya yönelik hevesiyle, bazen Fransız Yüksek Komiserliği'nin direktiflerine aykırı hareket ederek yerleşim planlarını hayata geçirmiştir. Yeni gelenlerden bazıları, Fransızlar için yerel halkla ilgili faaliyetlerde bulunmuşlardır. Örneğin, Türkiye’den 600’den fazla aileyle göç eden ve El-Kahtaniyah’a yerleşen Havergan aşireti lideri Hadjo Ağa, bu göçmenlerin başında yer alıyordu. Suriye’nin çeşitli bölgelerinde, Fransızlar Kürtler ve diğer azınlık gruplarını yerel silahlı kuvvetlerde çalışmaları için işe almışlardır.
5
6
7
Fransız yetkililer, göçmen yerleşimlerini genellikle kendileri organize etmiştir. En önemli planlardan biri, Kuzeydoğu Suriye’deki Üst Jazira bölgesinde uygulanmıştır. Burada Fransızlar, 'dost' olarak kabul ettikleri Türk ve Iraklı mültecileri yerleştirmek amacıyla Qamishli (1926’da) ve al-Malikiyah (Fransızca adıyla Dijlah ya da Tigre) gibi yeni kasaba ve köyler kurmuşlardır. Bu durum, Türk baskısı altındaki Türk olmayan azınlıkların, atalarının topraklarını terk etmelerini ve Suriye’de daha güvenli bir yaşam kurmalarını teşvik etmiştir. Sonuç olarak, Qamishli ile al-Malikiyah arasındaki al-Hasakah il sınırlarında Kürt nüfusu çoğunluk hale gelmiş, Araplar ise nehir vadilerinde ve diğer bölgelerde çoğunluğu oluşturmuştur. Fransız coğrafyacı Robert Montagne, 1932’de durumu şu şekilde özetlemiştir: 'Anadolu dağlarından (sınırın kuzeyinden) inen Kürtlerin yerleşim amacıyla kurdukları köylerin sayısının arttığını ya da Ermeni ve Yezidi çiftçilerin yardımıyla Arap gruplarının yerleşimlerinin arttığını görüyoruz.'
8
9
Fransız coğrafyacı Pierre Rondot, Jazira'nın yerli ve göçmen aşiretlerinin yerleşim alanlarına dair kapsamlı bir açıklama sunarak, incelemesini Türkiye'deki Toros Dağları'na kadar genişletiyor. Suriye'nin Cezire bölgesinde, Kamışlı bölgesindeki çeşitli Kürt aşiretleri hakkında bilgi veriyor ve bu aşiretlerin Türkiye'deki kökenleri ile günümüzdeki yerleşim yerleri üzerinde yorumda bulunuyor:
10
- Teşikan aşireti: Adıyaman ilinin kuzey dağlarından, Xelaf Axa'nın liderliğinde Kamışlı'nın doğusuna yerleşmişlerdir.
- Pınar Ali: Kamışlı'nın batısındaki köylerde yaşayan, ancak kendi topraklarına sahip olmayan tarım işçileri.
- Dakoran kabilesi: Mardin bölgesinden gelen yerleşik çiftçiler.
- Kiki (Kikan): Mardin bölgesinden gelen yerleşik çiftçiler.
- Milli: Urfa ile Mardin arasındaki bölgeden gelen yerleşik çiftçiler.
Rondot, bu aşiretlerin yerleşimlerinin oldukça yakın bir zamanda gerçekleştiğini, ancak bölgedeki tarımsal projelerin gelişimiyle sürecin hızlandığını ifade ediyor. Ayrıca, Derik-Ayn Diwar bölgesinde, üç ya da dört nesil önce dağlardan kuzeye inen Hesenan, Harunan ve Alikan kabilelerine de değiniyor.